top of page

Robot Alamet hakkında bilinmeyen gerçekler


Robot terimi, önceden programlanmış komutları yerine getiren mekanik cihaz olarak tanımlanmaktadır. Eski yıllardan günümüze makinelerin gelişimi ile insanlar kendi işlerini daha kolay yapacak ve otomatik çalışabilecek değişik düzenekler yapmışlardır. Bu makinelere otomat deniyordu. Otomatlar bir nevi robotların atasıdır diyebiliriz. O dönemde robot terimi kullanılmamaktaydı. Buna dayanarak islam aleminde bilinen ve işlevi olan ilk otomat robot Alâmet’tir. II. Abdülhamid Han'ın yaptırmış olduğu 'Alâmet' isimli robot, dünyada ezan okuyan ilk saat olma özelliğine sahiptir. Sultan, bu muhteşem özelliklere sahip saati, Japonya'ya göndermiştir. Japonlar, bugünkü robot teknolojilerini, semâ yapan, ezan okuyan bu saatten almış olabilir.

Doğru diyenler kadar, bu habere uydurma diyenler de çoktur. Böyle bir teknolojik makinenin, o zaman da yapılabilmesi mümkün müydü? Arşiv yazılarından edinilen bilgileri size aktaralım.

Japon Prensin Osmanlı ziyareti

1889′da Sultan Abdülhamid’in çağdaşı Japon İmparatoru Meji’nin yeğeni Prens Komatsu, gemiyle İstanbul’a gelir. Japon prensi sarayda ağırlanır. İstanbul’a özel elçiler gönderen Japon İmparatoru, Sultan Abdülhamid’e Japonya’nın en büyük alameti olan, Büyük Krizantem Nişanı’nın da içinde bulunduğu çeşitli hediyelerle beraber bir mektup yollar. Japon İmparatoru mektubunda Abdülhamid’ten İslam dini, ilim ve teknolojisi hakkında bilgiler gönderilmesini rica eder.

Abdülhamid'in ileri teknolojik tasarlanmış saat emri

Abdülhamit de, saat mekaniğini çok iyi bilen ve aynı zamanda Yeni Kapı Mevlihanesi saat sanatkarı Musa Dede’den daha önce hiç yapılmamış, eşi benzeri olmayan, teknolojik bir saat yapmasını ister. Derviş Dede bir fikir ortaya atar ve "Bu saat Semâzen şeklinde olsun. Her saat başı kollarını açıp semâ etsin ve gong çalsın" der. Sultan Abdülhamid Han projeyi inceledikten sonra, gong yerine robotun her saat başı ezan okumasını ister.

Otomat Robot Alametin ortaya çıkışı ve özellikleri

Ortaya otomatik şekilde belirlenen adımlara göre çalışan otomat "Alamet" çıkar. Eseri görünce Abdülhamid’in “Bu bir alamettir” dediği ve bu otomatik çalışan makinenin ismi bu nedenle Alamet konduğu iddia edilir. Alamet, Ertuğrul Firkateyni vasıtasıyla, yazılmış özel bir mektup, hediyeler ve özel nişanlar ile beraber Japon İmparatoruna gönderilir.

Semazen şeklinde, normal bir insan boyuna yakın, saatli otomat bir robot. Kaideye oturtulmuş gövdesi; saat başı sema ediyor, bu esnada kollarını açıyor, gümüş levhalardan yapılmış etekleri açılıyor ve aynı anda ezan okuyor. Tüm bunları yaparken yarım metre yürüyor, hem dönüyor ve ezan bitince de tekrar yarım metre geri giderek yerine dönüyor; kollarını ve eteklerini indiriyor. Robotun tamamı gümüş ve altın kaplamadan yapılmıştı. Robotun arka kısmında kurma yeri mevcuttu ve yedi günde bir kuruluyordu.

Bu olay niye duyulmadı?

Tarih kitapları ve Osmanlı arşivlerinde bu olaylar belgelerle sabittir. Fakat bilinmeyen konu şudur: Peki Alâmet isimli, ezan okuyan, saatli robottan neden hiç söz edilmez?! Bu işin sırrı da şudur: Belgelerde "Osmanlı nişanları, hediyelerle beraber Japon İmparatoru'na takdim edilmiştir." denilmiştir. Bu kısımlar Japonlara ait belgelerde ise şu şekilde mevcuttur: "Osmanlı Devleti adına, Sultan Abdülhamid Han'ın elçileri, Osmanlı nişan ve hediyelerini Japon İmparatoru'na sunmuşlardır." İşin püf noktası, Alâmet'ten bahsedilmemesinin sırrı burada saklıdır. Osmanlıca, “alâmet” demek nişan, işaret demektir. Yani alâmet kelimesinin Osmanlıca lügat karşılığı ‘nişan'dır. İşte sır budur.Alâmet’ten, nişanlar ve hediyeler olarak kayıtlarda bahsedildiğinden, Alâmet robot adeta kamufle olmuştur. Yani bilerek bir saklama yoktur.

bottom of page